14 Ekim 2009 Çarşamba

Düğün magandası çocuğu vurdu

Malatya'da düğünde havaya ateş açılması sonucu 6 yaşında bir çocuk ağır yaralandı.

Doğanşehir ilçesine bağlı Fındık köyünde düğün töreni sırasında havaya ateş açıldı.

Bu sırada başından yaralanan 6 yaşındaki Mustafa Kubat, yakınları tarafından Doğanşehir Devlet Hastanesine getirildi.

Durumu ağır olan Kubat, buradaki ilk müdahalenin ardından İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’ne sevk edildi.

Çocuğun yakınlarının ifadesinden yola çıkan jandarma ekipleri, düğün töreni sırasında havaya ateş ettiği öne sürülen Zeki D'yi yakalamak için çalışma başlattı.

(ntvmsnbc.com, 10 Ekim 2009)

Gündem: Silah Kanunu Tasarısı (13.10.2009)

1/729 esas numarasıyla, esas komisyon olarak TBMM İçişleri Komisyonu’nda bulunan Silah Kanunu Tasarası, 13 Ekim, Salı günü tali komisyonlardan TBMM AB Uyum Komisyonu’nun gündeminde bulunuyordu. Önümüzdeki günlerde ise İçişleri Komisyonu tarafından ele alınacak.

Silah Kanunu Tasarısı’nın özeti şöyle yapılıyor: “Tasarı ile, silahlar ile ilgili olan ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanunda yer alan günümüz ihtiyaçlarına cevap veremeyen hükümlerin yürürlükten kaldırılması ve silahlar ile ilgili hükümlerin tek bir metinde düzenlenmesi suretiyle mevzuatta birliğin sağlanması öngörülmektedir. Söz konusu Tasarı, silahları sınıflandırarak silahlar ile bunların mühimmatı, aksam, parça ve aksesuarlarının ithali, üretimi, satışı, satın alınması, imhası, edinimi, taşınması, bulundurulması, nakli, bunların her türlü izin ve kayıt işlemlerine dair esas ve usuller ile bunlara aykırılık halinde uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir.”

Sözkonusu Tasarı, Türkiye’deki bireysel silahlanma sorunu bakımından oldukça önemlidir. Dolayısıyla, yasayı yapan erkin ülkemizdeki bireysel silahlanmanın sosyolojik boyutuna ilişkin bilgi sahibi olması da önemlidir. Çünkü yapılan yasalar, biz yurttaşların “yaşama hakkı”nı yakından ilgilendiriyor. Bireysel silahlanmaya ilişkin Türkiye’deki durumun parlak olmadığını, yapılan çalışmalardan ve gündelik olarak medyada izlediğimiz haberlerden biliyoruz. Duruma ilişkin şu hatırlatmalarda bulunalım:

Türkiye’de 2,5 milyon ruhsatlı olmak üzere, bu rakamın en az üç katı ruhsatsız silah mevcut. Türkiye’de yılda ortalama 3000 yurttaş ateşli silahlarla hayatını kaybediyor. Bu kişilerin 700’ü ise ateşli silahlarla kaza sonucu yaşamlarını yitiriyorlar.

Türkiye’deki cinayetlerin %60’ında ateşli silah kullanılıyor.

Her 10 kişiden 1’inde, her 3 evden 1’inde ateşli silah bulunuyor.

Silaha kolay ulaşılabilir olması cinayet, intihar gibi olayların her an meydana gelmesinin en önemli nedeni. Evde silah bulunması ev halkından birinin cinayet, intihar, kaza gibi nedenlerle ölmesi riskini %41 arttırıyor.

Cinayet büro amirliğinin olay format dosyaları tarandığında, neden suç işlendiği sorgulandığında, tartışma, kıskançlık, namus gibi önceden tasarlanmamış olaylarda silah kullanımı %90, illiyet bağı ise %80...

Trafikteki aktif 13 milyon sürücünün % 8’i ciddi düzeyde agresif sürücü.

Bunların içinde silahlı agresif sürücü oranı ciddi oranda yüksek... Ateşli silahların %80’i her an (belde, el altında, torpidoda, yastık altında ve çekmecede) kullanılabilir durumda.

Silahla işlenen her 10 cinayetten 1’i trafikte gerçekleşiyor. Araçlarda ateşli silahların bulunması, meydana gelen öfke patlamaları sonrasında ölüm ve yaralamalarla sonuçlanan suçları arttırıyor.

“Silah Kanunu Tasarısı” Umut Vakfı İnceleme Komisyonu Sonuç Bildirgesi 26 Eylül 2009

Umut Vakfı “Silah Kanunu Tasarısı” İnceleme Komisyonu’nun sözkonusu Tasarı’ya ilişkin çalışması bireysel silahsızlanma ve yaşama hakkının güvenceye alınması, herşeyden üstün tutulması gerekliliği yaklaşımına dayanmaktadır. Umut Vakfı, uzun dönemde bireysel silahsızlanmanın sağlanması hedefini vurgularken, bu çalışmanın kısa zamanda bireysel silahlanmanın denetlenmesi ve toplumda güvenliğin sağlanması esasını gözettiğini belirtir.

1953 tarihinden itibaren uygulanan 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu ve 1981 tarihinden itibaren uygulanan 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Silahlar kanunlarının birleştirilerek, 91/477/AET sayılı Direktif ile Avrupa Birliği Uyum süreci kapsamında tekleştirilmesinin uygun bulunmasının yanı sıra; Tasarı, tanımlar maddesinin ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olması, silah kavramının geniş bir kapsamda tanımlanmış olması, yetersiz olmasına karşın reklam ve imha konularının düzenlemede ilk defa yer almış olması bakımından olumludur. Ancak, bazı açılarda Türkiye’deki güncel toplumsal/kültürel durumu ve gereklilikleri gözardı etmiş olduğu görülmüştür.

Komisyonumuzun önerileri şunlardır:

1. “Armağan silah” kavramı, bireysel silahlanmayı meşrulaştırmaktadır. Bu nedenle tartışmaya açılmalı ve kanun kapsamından çıkarılmalıdır.

2. Hiçbir silah veya malzemenin basın ve yayın yoluyla “aleni ve/veya gizli yöntemlerle reklam ve tanıtımı yapılamayacağı gibi; her türlü ortam ve yöntemlerle tanıtım, pazarlama ve reklamı yapılmamalıdır.

3. Ruhsat edininceye kadar silah edinme izni veren “geçici ruhsat” hükmü Tasarı metninden çıkarılmalıdır.

4. Ruhsat alımında alt yaş sınırı 25 olmalıdır.

5. 1 yıldan fazla hapis cezasına mahkum olunan suçlardan mahkum olanlara veya denetimli serbestlik tedbirine karar verilenlere hiç bir koşulda silah ruhsatı verilmemelidir.

6. Ruhsatlandırmada kişilerden istenen sağlık raporları “hekim raporu” yerine kapalı kanaat usulüyle “heyet raporu” olarak mutlaka istenmelidir. Sağlık kurulu raporu doğrudan ruhsat vermeye yetkili kuruma kapalı ve gizli olarak gönderilmelidir.

7. Sadece silahların değil ayrıca mermilerin kayıt altında tutulması özel bir önem taşımaktadır. Mermilerin tek bir seferde değil zamana yayılarak ve ihtiyaca göre verilmesi, mevcut düzenlemeye göre verilen mermi adedinin düşürülmesi; yeniden mermi talebi halinde kullanılmış olanların iadesi gerekmelidir.

8. Hiç bir silah kimseye “muhafaza” amacıyla teslim edilemez. Böyle bir gereklilik varsa, emniyet birimlerince muhafaza altına alınmalıdır.

9. Bar, pavyon, gece kulübü, düğün salonu, diskotek ve taverna gibi alkollü içeceklerin tüketildiği toplu eğlence yerlerinde; kamuya açık alanda yapılan düğün, kına, nişan, sünnet gibi törenlerde; trafikte ateşli silah bulundurulmamalıdır.

10. Alışveriş merkezleri, eğlence mekanları gibi kamuya açık alanlarda, işletmeciler, kendi kararları ile sözkonusu alanlarda silah bulundurulmasını engelleyebilmelidir.

11. Taşıma iznini içeren silah ruhsatları verildiği tarihten itibaren 2 yıl geçerli olmalıdır.

12. Bulundurma ruhsatlarının geçerlilik ve yenilenmesine ilişkin esaslar “taşıma” ile aynı esasları taşımalıdır. Bulundurma ruhsatları da iki yıl süreye tabi olmalı ve bulunduranın koşulları düzenli aralıklarla yeniden değerlendirilmelidir.

13. Mahkeme binalarına silahla giriş yasağı herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır. O yerin güvenliğini sağlamakla sorumlu ve görevli olanlar dışında istisna olmamalı, silahlı bulunmama durumu herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır.

14. Görev sırasında silah taşıma hakkına sahip emekli kamu görevlilerinden, ‘ciddi hayati tehlike içerisinde’ oldukları somut bulgulara dayanarak belirlenenlere, kimlik kartlarında işlenerek gösterilmek üzere, taşıma veya bulundurma ruhsatı yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, koruma amacına yönelik silahlar için verilebilir.

15. Herhangi bir meslek grubunun mensuplarına ve/veya emeklilerine silah edinme kolaylığı sağlanmamalıdır.

Ayrıca; Silah Kanun Tasarı’sında ve ilişkili mevzuatta yer almayan şu konular da dikkate alınmalıdır:

Ruhsat kayıtları merkezi sistem ile tutulmalı ve merkezi veri tabanı oluşturulmalıdır.

Kontrol etmeye yönelik bilgilere erişmek açısından, silah taşıma veya bulundurma belgesi elektronik chip’li olmalı ve üzerinde TC kimlik numarası bulunmalıdır.

Ruhsatlandırma öncesi sertifikalandırılmış zorunlu eğitim; ruhsat sonrası kriminal ve sağlıktan kaynaklanan otomatik iptal sistemi; eş, aile hekimi, avukat gibi ruhsatlandırmaya referans sistemi getirilmelidir.

Ruhsatlandırmada silah kasası zorunluluğunun ve denetimlerinin belirlenmesi, ruhsatlandırmada başvurunun işleme konulması için bekleme süresinin belirlenmesi, sahip olunabilecek silah sayısının da sınırlandırılması gerekir...

KOMİSYON ÜYELERİ

Nazire Dedeman
Prof. Dr. Timur Demirbaş
Prof. Dr. Mert Savrun
Doç. Dr. Bülent Şam
Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan
Av. Abdurrahman Bayramoğlu
Dr. Galma Jahic
Av. Halim Özatan
Av. Barış Günaydın
Raportör: Dr. Esengül Ayyıldız